Ömer hayyam sözleri

Hem / Kultur, Media & Underhållning / Ömer hayyam sözleri

Çileden gece oluyor da gündüzüm, sahura kalkıyorum gün ortasında.

Gören göze güzel, çirkin hepsi bir; âşıklara cennet, cehennem, hepsi bir; ermiş ha çul giymiş, ha atlas; yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir.

Yaşamak elindeyken bugüne bugün, ne diye bırakır, yarını düşünürsün?

Yasama sebebimsin, şu kadar, ekmek kadar. Şu yarım yamalak dünyada ne tam kafiriz, ne tam müslüman.

Kendi içmez, içeni kınamaya bayılır yüzünden aldatmaca, sahtekarlık yayılır şarap içmiyor diye, kasılıp gezer ama; yedikleri yanında şarap meze sayılır!

Akılla bir konuşmam oldu dün gece, sana soracaklarım var dedim?

Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya.

Aşk ki gerçek değilse, tutkusu olmaz. Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.

Ya sırtımıza alıp taşıyoruz, ya ayağımızın altına alıp çiğniyoruz, öğrenemedik bi türlü yan yana yürümeyi.

Putların, kabenin istediği: kölelik; çanların, ezanın dilediği: kölelik; mihraptı, kiliseydi, tespihti, salipti, nedir hepsinin özlediği?

Kendini satmayan adama ekmek yok; sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya!

İnsan yiyeceksiz, giyeceksiz edemez, bunlar için didinmene bir şey denmez. Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? Sevip de yanmaktan korkanın masal anlatmaktır bütün işi.

İçin temiz olmadıktan sonra hacı hoca olmuşsun; kaç para!

Tek güzel şey iyilik, başka düşler boşuna...

Gün doğarken sabah horozları niçin acı acı bağrışırlar, bilir misin?

ömer hayyam sözleri

Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz: bak, bir yanda şarap, bir yanda sevgili.

Benim halimden haber sorarsan, bir çift sözüm var sana, yürekten: sevginle gireceğim toprağa, sevginle çıkacağım topraktan.

Senden benden önce de vardı bu gün bu gece felek dönüp durmadaydı hep bu gördüğünce usulca baş toptağa, çünkü bastığın yer bir güzelin gözbebeğiydi beş on yıl önce.

Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin tekkede, manastırda eremezsin bir kez gerçekten sevdin mi dünyada cennetin cehennemin üstündesin.

Ey özünün sırlarına akıl ermeyen; suçumuza, duamıza önem vermeyen; günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık; umudumu rahmetine bağlamışım ben.

Dert içinde sevinci bul da yasa; haksız düzende haklı ol da yasa; sonu nasıl olsa yokluk dünyanın, varından yoğundan kurtul da yasa.

Can o güzel yüzüne vurgun, neyleyim; gönül tatlı diline tutkun, neyleyim; can da, gönül de sır incileriyle dolu: ama dile kilit vurmuşsun, neyleyim.

Ne diyebilirim ki sana, varlığın sırları saklı senden, benden; bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben.

Sen cennetimsin benim, ben senin uslu kulun: Açılsın kapıları bana cennetimin!

Gelmek elde olsaydı ben elbette gelmezdim. Biraz keyfetmek için, yıllar yılı dert çekmek dedi. Kendini satmıyan adama akmek yok: sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya!

Ya sırtımıza alıp taşıyoruz, ya ayağımızın altına alıp çiğniyoruz; öğrenemedik bir türlü yan yana yürümeyi.

Ya sırtımıza alıp taşıyoruz, ya ayağımızın altına alıp çiğniyoruz; öğrenemedik bir türlü yan yana yürümeyi.

Ölmemek elimizde değil ki bizim.

Keyfine bak:en hoş dünyası olan sensin..

Her ağızda bir yemin artık, sakin ha inanmayınız. Sen döndükçe beni; ben döndükçe seni görsem. Hırka; tespih; post; seccade güzel: ama tanrı kanar mı bunlara?

Aşk ki gerçek değilse, tutkusu olmaz. Kim gitmiş de getirmiş haberini? Bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş!

(Aralık 2025)

Bir elde kadeh, bir elde kuran; bir helaldir işimiz, bir haram.