Mezhebimizi nasıl öğreniriz
Hem / Kultur, Media & Underhållning / Mezhebimizi nasıl öğreniriz
Bugün Mısır'ın çoğunluğu Şâfiîdir. Ancak birbirinden farklı mezheb sahibi olmak söz konusudur ki bunun adı da mezhebsizlik olmayıp, farklı mezheb sahibi bulunmaktır.
Mezhebsizlik, şayet sapık (gûlât) mezheb sahibi anlamında kullanılırsa -ki bu ifade yersizdir- o takdirde bunu mezhebsizlik olarak değil, mezhebi sapık, mezhebi İslâmın dışına çıkmış, velhasıl kâfir anlamında kullanıyoruz demektir.
Bazı şeyleri iptal edin. Sayfayı ikiye veya üçe bölün, sonra da onları birleştirin. Okuyuşu düzgün olanlar için bu aşamalar tamamdır.
• Okuyuşumuzu düzeltmek için en güzeli, sınıfta veya dersanede talim çalışması yapmaktır. Bulundukları yerde âdeta birer ekol meydana getirmişlerdi. (Mizan-ül-kübra)
Sual: Bir kimse, dinî konularda bilmediklerini, hadis-i şeriflere bakarak öğrenebilir mi?
Cevap: İctihad derecesine yükselmemiş olanın, ibadetlerini, işlerini hadis-i şeriflere uyarak yapması ve dört mezhepten birine uymaması, dalalettir, sapıklıktır.
Gerçekten işe yarıyor. Armut çürürse armutluktan çıkmamakta, yine armut kalmaktadır. Bu hüküm hak ve doğrudur.
İmam-ı A'zam'a ittiba' edenlerin çoğu ise, şehirliliğe ve medeniyete daha yakın, ictimaî hayatı benimsemiş kimselerdir. Bu hiçbir halde mümkün değildir. Anlamadıkları sü-recede Kitab’ın kendilerini nelerden sakındırdığından ve nelerle emrettiğinden habersizdirler.
Güneşin ışığı dururken, onun kendisine aksederek bizlere ulaştığı aynalara değil kendisine bakmakta gerçeği bizzat görebilmek bakımından zaruret görüyoruz. (İnanmak ve Yaşamak III / Ercümend Özkan, İktibas Dergisi)
This entry was posted on Cuma, Ocak 8th, 2010 at 14:24 and is filed under MEZHEPLER-ANLAYIŞLAR. cüz üçüncü tekrarı Hafızlığını tamamlayan zât-ı muhterem ilk ayda günde iki cüz ezber vererek 15 günde bir hatim dinletir.
Bana gerçekten yardımı dokundu. Bitirdiğiniz zaman, tekrar etme stratejinizi geliştirin. Herkesin bildiğini okuduğu, birbirinden farklı anlayış ve davranışla hareket ettiği bir yerde bir otoriteden, bir düzenden bahsetmek ise imkânsızdır. Dördüncü vazife; ilmi hallerini yani lüzumlu olan namaz ve diğer ibadetlerin farzları, vacipleri, sünnet ve müstehablarını öğretmek olmalıdır.
Bunları öğretmek ve kendine lazım olandan başka fıkıh bilgilerini öğrenmek ve Kur’ân-ı kerimin tefsirini, hadîs ilmini öğrenmek farz-ı kifayedir.